geçen pazar mine başkan önderliğinde, gerçek bir çay seremonisine katılmak üzere japon bir aileye konuk olduk ve kapıdan girdiğimiz andan itibaren başka bir dünyayı yaşamaya başladık. güleryüz, ikram, temizlik, özen, sükunet ve sabır… japon çay seremonisi başlı başına zen bir durum. bizim için hazırlanan terlikleri giydik, o gün için özel olarak seçilmiş ve hazırlanmış bir vazo çiçeğin süslediği salonda, bizim için hazırlanan sandalyelere oturduk – 2 saat boyunca bacakları altımıza alıp oturmak bizi bozacaktır diye düşünerek sandalye çıkarmışlar sağolsunlar. içeceğimiz çayın keskin tadını dengelemek üzere önden gelen zarif tabaklardaki birer parça baklavamızı yedik. ve japon tarzı işlemelerle süslü harika eteğiyle ev sahibemiz çay töreni için hazırlanan alçak kare standın üstündeki yerini aldı. bundan sonrası bir tür meditasyon.
![]() |
çay kutusu, çay kaşığı, yelpaze, çay karıştırma fırçası ve yedek su kabı |
her birimiz için tek tek hazırlandı çay. önce çay tası suyla çalkalandı ve temizlendi. sonra işlemeli çay kutusu açıldı ve incecik zarif kaşıkla çay tasına bir ölçü çay kondu. kutunun kapağı kapatıldı. tasa bir ölçü su kondu. çalkalama fırçasıyla çay ve su çırpıldı. kabın işlemeli tarafı, sunulan kişiye bakacak şekilde servis edildi. karşılıklı teşekkürlerle kabul edildi. hepimiz için aynı işlemler tekrarlandı. tek tek. 6 kişilik çayın bu şekilde hazırlanması 40 dakika kadar sürdü. ev sahibemizin zarif hareketlerini izlemek, her bir çay tasına gösterdiği özeni, sadece orada ve o anda olan farkındalığını gözlemlemek bizim için sanırım çaydan daha değerli bir hediye oldu.
in learning tea, we’re constantly reminded that every meeting is a once-in-a-lifetime occasion to enjoy good company, beautiful art, and a cup of tea. we never know what might happen tomorrow, or even later today. norleharbor.com
hayatın her anının, iyi veya kötünün ötesinde, bu kadar uçucu ve geçici olması kutlanmaya değer bir hafiflik taşımıyor mu gerçekten?
Ne kadar güzel, bir gün ben de bir çay seremonisinde bulunmak istiyorum:)
yorumlarını özlemişim eren 🙂 bir daha gidersek haber veririm sana!
Çok teşekkür ederim:)