sevgili fitellalar, 2 kere 12’şer haftadan tam 24 haftalık bbg 1 maceramızın sonuna gelmiş bulunuyoruz. şaka maka birlikte 6 ayı devirdik. ki aslında bbg’nin şakaya gelir yanı yok. son derece kanırtıcı bir program. haftalık raporlarda size yeterince ağladığımı düşünüyorum. ama acısıyla, teriyle, küfürüyle 24 haftayı tamamladık. sen sus fotolar konuşsun dediğinizi duyar gibiyim. o zaman buyrunuz: sonuç olarak genel bir daralma, sıkılaşma, özellikle kollarda ve omuzlarda kaslanma gözlemliyorum. (bi de foto çekilirken mütemadiyen yamuk durduğumu farkediyorum, yazıklar olsun!) yani üst bedendeki sonuçları daha net görebiliyorum/hissediyorum…“bbg – 24. hafta – son rapor ve kader anı” yazısını okumaya devam et

uzun bir aradan sonra merhaba. touchpad sorununu şimdilik bir mouse’la çözdüm sayılır. o zaman gelsin yazılar. italya seyahati sebebiyle geçtiğimiz haftanın workout’larını gitmeden önceki 4 güne serpiştirmiştim. yani perşembe günü yola çıktığımızda spordan yana hiçbir alacağım vereceğim yoktu. italya’da 6 gün dolu dolu yiyerek ve içerek geçti. her öğlen/akşam makarna veya pizza ve elbette bol bol prosecco. gamsızlık, goygoy, alkol ve hamurun mükemmel birlikteliğinin yarattığı müthiş bir kafayla döndüm tatilden. ama o da ne? istanbul’da benim için haram aylar başlamış. bkz. leş gibi nem ve…“bbg – 23. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

bbg 1’de 2. turu dönüyor olmama rağmen son 2-3 hafta performansımda hiçbir gelişme tespit edemiyorum. yok spider push-up’lar, yok bench jump’lar… ben yine kolaycı formatlarda takıldım. ama buna rağmen eşşek gibi terledim. hani ölmedim de, bayıldım diyelim. fark bu kadar. aslında yapmadığım her hareketi ille de beceremediğimden veya gücüm yetmediğinden yapmıyor değilim. ev ortamındaysanız bbg’de şöyle bir sıkıntı söz konusu: kayla’nın kullandığı bazı ekipmanların muadili ev ortamında tedarik edilemiyor. yani dambıl yerine 1,5 litrelik pet şişeye kum doldurarak kullanabilirsiniz, işiniz mükemmelen görülür. ama 2 adet bench’i neyle…“bbg – 22. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

tuhaf bir haftayı geride bıraktım. ilk 3 gün hazreti reglin teşrifi sebebiyle mıymıylık düzeyim tavan yapmıştı. sadık yarim majezik beni acılardan büyük ölçüde koruduysa da mıymıylığa çare olamadı. elimde bir kitap, salon ve yatak odası arasında takıldım. yapacak başka bir işim de olmadığından sağlıklı ve besleyici salatalara verdim kendimi, hoş yemekler yaptım. dolayısıyla bbg’nin yeni hafta workout’larına 3 günlük uzun bir dinlenmeden sonra ancak perşembe günü başlayabildim. perşembe leg day, cuma hiit koşu, cumartesi arms, pazar abs. ben bbg takvimine değil, bbg takvimi benim takvime…“bbg – 21. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

öncelikle vays müller sevgili fitellalar, bbg yolunda 20 haftayı (5 ayı) geride bırakmışız. kendimi tebrik ederek başlıyorum raporuma. üstelik 3 workout’un 3’ünü de yapmayı başardım. önceki 2 hafta fullbody kaynamıştı. bu hafta kaşımdan gözümden ter akıtmasına rağmen fullbody günlerini ne çok sevdiğimi farkettim. bedenin hiçbir belirli bölgesine özellikle odaklanılmadığından olsa gerek, aslında en az sıkıcı gün fullbody günü. accık şundan accık bundan derken yarım saat uçup gidiveriyor. ha tabi ki yine yamuluyorsunuz, orası fix. ama zaman daha çabuk akıyormuş gibi geliyor. böyle minnoş bir yanılgısı var,…“bbg – 20. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

3 workout’un 2’sini yapabildiğim bir haftadan daha sevgiler. planlarımı yaptıydım ama tutmadı. araya 1 de iş girince fullbody yalan oldu. ama anamı ağlatan legs, arms&abs tamamlandı. buna da şükür. son dönemde bilgilerim ve inançlarımla ilgili düşünüyorum. bugüne kadar spor ve beslenme hakkında okuduklarımın ne kadarına körü körüne inandım, ne kadarını gerçekten test ettim ve onayladım, ne kadarı içime gereksiz korku ve endişe tohumları ekti. birimiz koca pizzayı götürse bile 100 gram almazken diğerimiz su içse yarıyorsa, olay, yiyeceğin kendisinden ziyade bizim kafa yapımızla, inançlarımızla ilgili gibi…“bbg – 19. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

buralarda yoktum fitgüller. 6 gündür doğu fransa köylerinde geziyor, düğünlerde içiyor, saçma sapan şeyler yiyor ve kesinlikle bbg yapmıyordum. dün gece döndüm, dolayısıyla 18. hafta raporum da bugüne kaldı. 18. haftanın legs ve arms&abs workout’larını zaten gününde yapmıştım. ve aslında giderken kararlıydım: fullbody’yi de yapacak, hatta 1-2 hiit koşacaktım. ama hiçbirini yapmadığım gibi şaraplar ve şampanyalar boğazımdan nonstop aktı, flammkuchen, et, köy tavuğu, peynir, krep derken o bölgelerin belli başlı nesi varsa tabağımdan eksik olmadı. hal böyleyken taytımı ve spor tişörtümü kat yerleri bile bozulmadan mis gibi geri getirdim. kısssmet….“bbg – 18. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

bugün tadım yok, ama raporumu vermek için görev bilinciyle laptop başına oturdum. bbg yolunda insanın kendini en derinden sorguladığı belli başlı günler/dönemler oluyor. bunlar kritik noktalar. öyle ki, bu kritik noktalardan birinde lanet çıksın deyip arkanıza bakmadan sporu komple terk edebilirsiniz de. benim açımdan kritik anlar, leg day’ler ve işlerin cidden insanlıkdışı bir hale geldiği ikinci yarı. yani özellikle 6. haftadan itibaren olan kısmın leg day’leri. nitekim ilk turda da aynı yerlerde varoluşsal sorgulamalara sürüklenmiştim. bu anlamda geçtiğimiz hafta, tünelin ucunda bir ışık olduğuna dair…“bbg – 17. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

1 mayıs’ın pazartesi’ye denk gelmesi bütün devrelerimi yaktı. 3 gün sürmüş pazar kafasından ayılmaya çalışıyorum hala. bu arada bbg raporum kaynamış. aslen bbg’nin kendisi de geçen hafta epey sakata geldi. sosyal kelebek modunda o kafeden bu kafeye, o arkadaştan bu arkadaşa sürekli dışardaydım. pazartesi günkü legs antrenmanından sonra tee cuma günü abs&arms yapabildim. full body tamamen yalan oldu. koşu söz konusu bile olamadı. bu da böyle bir haftaydı. ama bu türden half ass haftaların güzel bir tarafı var, bir sonraki hafta genellikle acayip disiplinli olma motivasyonu…“bbg – 16. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

fitler ve fit kalanlar, verimli bir haftayı geride bıraktım. klasik 3 kayla antrenmanıma ek olarak 3 kere hiit koşuya çıktım. benim açımdan büyük bir başarıydı. aslında hiit’in en basic versiyonu olan tabata workout kurallarını uyguluyorum. yani birkaç dakikalık bir ısınma yürüyüşünden sonra 20 saniye hayvan gibi hızlı depar, sonra 10 saniye yürüyüş x 8 tekrar. işin aktif kısmı toplamda 4 dakika sürüyor. başına ve sonuna biraz da yürüyüş eklerseniz ennn fazla 10 dakkada tamamsınız. spora zamanım yok diyenler, bir de bunu deneyin. sonuçta haftada sadece 3…“bbg – 15. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

başlığı değiştirmeye karar verdim. bbg I vol 2 bilmemkaçıncı hafta diye yazmak yerine hafta bazında ekleyerek gitsem daha anlaşılır olacak gibi geliyor. hem daha havalı: bbg 87. hafta filan diye profilini güncelleyen ultrafit instagram karıları gibi hissediyorum kendimi. bbg’nin 2. haftasında bir talihsizlik var. ilk yapışımda tam bu hafta grip olup yataklara düştüğümden atlamıştım. bu 2. sefer de saçma yoğunluklarla dolu bir zamana denk geldi. legs ve arms+abs seanslarını yaptım ama fullbody’ye sıra gelemedi. onun yerine 2 adet hiit koşusu yaptım diye teselli buldum. ilk…“bbg – 14. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

bbg 1’e baştan başlamak ve ilk haftayı tamamlamak bende bir tür aydınlanma yarattı: demek bütün hareketleri yapabilmek böyle bir şeymiiiiş dedim kendime kendime. şınavları -çok fazla aşağıya inemeden de olsa- normal pozisyonda yapabilmeye başlamışım. walking lunge’lar anamı ağlatsa da 24 kere tekrar edebilir olmuşum. hele squat’lar çocuk oyuncağı olmuş. o beni defalarca heder eden leg day’den sonra bu hafta en ufak bir yamulma yaşamadım. ilk turdaki sefaletimden eser yok şimdi. sadece 3 ayda böyle bir fark görebilmek çok ilginç ve kesinlikle umut verici. bbg’nin ilk haftalarında kendimi…“bbg – 13. hafta raporu” yazısını okumaya devam et

istek üzerine yazı yazmak en sevdiğim şey. bu sayede havaya konuşmadığımı, en azından istek parçasının sahibinin işine yarayabileceğimi hissediyorum. bu yazıyı benden bizzat talep eden sevgili dicle‘ye teşekkür ederim. japonkedi’yi takip edenlerin muhtemelen bildiği gibi, dicle kişisel spor koçu. dün geceki sohbetimizde, bunca zorluğuna rağmen kayla’ya devam etmek için kendimi nasıl motive ettiğimi sordu ve bu konuyla ilgili yazmamın her türden spor öğrencisinin işine yarayacağını söyledi. o zaman yazımız gelsin! 1* önce ‘neden’inizi bulun ”neden spor yapıyorum / yapmalıyım / yapacağım?” bunun nedenleri üzerinde net bir…“spora nasıl motive olurum?” yazısını okumaya devam et

sevgili fit tavşanlar, japonkedi’de bir deneyin daha sonuna geldik. bbg’de 12 haftayı tamamlayarak 3 aylık 1. tur challenge’ını bitirdik. bu son hafta antep’ten sonra rehabilitasyon dönemi şeklinde vuku buldu. genel olarak kendime gelmeye çalıştım ve yapılacaklar listemin peşinde koştum. bbg 12. haftanın özel bir zorluğu yoktu. buraya kadar geldiyseniz son haftayı da kotarırsınız bence. blog’a pek fazla uğrayamamamın sebeplerini bir ara yazacağım, ama özetle son 3 haftadır hayat çok hızlandı, yepyeni işler kapımı çaldı. dolayısıyla son hafta ilk kez bir devamsızlık yaptım: sadece legs ve arms workout’larını yapacak…“bbg – 12. hafta raporu ve kader anı” yazısını okumaya devam et

dün 3 günlük antep mide fesadı turundan döndüm ve karışık hisler içindeyim. gezimiz tamamen yemek-içmek üzerineydi. arada hazma yardımcı olsun diye çok şahane yerler de gezdik gördük tabi. ama temel olarak yemek yedik. küşlemeler, ali nazikler, lahmacunlar, baharatlı kuşbaşılar, katmerler ve havuç dilimleri içinde geçen rüya gibi 3 günden sonra gerçek hayat çok tatsız. midem antep’te kaldı. en kısa zamanda bir gezi yazısı ile detaylara dalıcam. bu lezzet turunda ilk güme giden şey tam da yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmişken bbg oldu tabi. cuma günü gidiş öncesi yoğunluğunda 11….“bbg – 11. hafta raporu” yazısını okumaya devam et