gavurun şu ”morning person” dediği insanlardan biriyim. özellikle yalnız olduğumda en morning person formatımda uyanıyorum. bütün gün evde çalışacak dahi olsam, içimde salak bir mutluluk, aklımda yapılacaklar listem, ama önce mutlaka: kahvaltı.
bugün benim gibi kahvaltı düşkünleri için en sevdiğim (ve bence gayet de sağlıklı) kahvaltı seçeneklerinden bir derleme yaptım:
– menemen, peynir, zeytin
– patates, yumurta, dereotlu ve naneli yoğurt
– simit, domates, zeytin
– biberiyeli patates, yağda göz yumurta
– avokado, çilek ve naneli salata
– patatesli göz yumurta, peynir, domates
– yumurtalı somonlu ekmek
– haşlanmış yumurta, hardal soslu patates, somon füme
– ekmek içi göz yumurta
aslında uyanır uyanmaz bir şeyler yiyemiyorum. kahvaltımı etmem çoğunlukla 11’i bazen 12’yi buluyor. ama mesele sadece kahvaltının kendisi değil. kahvaltıya giden yol. yani mutfak. zira mutfak benim doğal habitatım. sabahları mutfak masamda yazıyorum, kahvaltımı hazırlarken mutfakta podcast veya radyo dinliyorum. keyif çayımı mutfakta içiyorum. kahvaltıdan çok sonra bile genellikle mutfakta yaşamaya devam ediyorum. salonda kocaman kanepe var, ben illa mutfak sandalyesine tüneyeceğim. laptop mutfaktaki prize takılı, iphone mutfak tezgahında şarjda. içimde iflah olmaz bir ev kadını varmış. freelance çalışmaya başladığımdan beri onun ofisi mutfak.
Kahvaltıyı ben de çok seviyorum, özellikle de hazırlayan biri olduğunda:)) Harika alternatifler buarada:)
sağol eren’cim, bi ara kahvaltıya da bekliyorum o zaman!
Insallah Ege’cim, çok teşekkür ederim:)
Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi var kesinlikle 🙂 Ne güzel fotolar tam kahvaltı öncesi güzel fikirler verdi Ege’cim.
özledin mi türk kahvaltılarını =p
Bayıldım bu kahvaltı seçeneklerine! Çıktım dışarı çok sevdiğim ama pek almadığım somon füme aldım kendime. Krem peynir ve taze ekmekle mideme inmiş halde şu an. Yanında da demli çay. Oh! Pazar kahvaltısı işte. Keyif. Haftaya belki patates kızartırım. Menemenli de aklımı çeldi. Fotoğraflar da şahaneymiş. Sevgiler Ege’cik.
afiyet olsun küçük joe! evet yaa, somon füme. sabahı-akşamı olmayan bir seçenek, benim de her saat kabulüm =)
o değil de ekmeğin üstüne yumurtayı nasıl yaptın? avokadonun iyisi nasıl seçilir? babam böyle güzel pasta yapmayı nereden öğrendi? 🙂
ekmeklerin ortasını kurabiye kalıbı/keseceği ile oyup çıkarttım. dilimleri bir tavaya koyup ortalarına yumurtaları kırdım. ama ya küçük yumurtalar seçmek, ya da beyazın bir kısmından fedakarlık etmek gerekiyor. sonra üzerine kapak kapatıp pişirdim. ekmeğe tereyağı, salça, baharatlı (fesleğen, nane, kekik) veya baharatlı + sarımsaklı zeytinyağı filan da sürülebilir bu arada. off acıktım. avokadoya gelince, ben genelde ezilmemiş ve henüz sert olanları alıyorum. 2-3 gün bekleyince kıvama geliyorlar.
ha bir de yemek masanı nereden aldın? bak fotoğraf çekince nasıl da güzel oluyor. ay çok konuştum.
ebru, o masayı 4 sene önce modu concept’in defolu ürünler mağazasından almıştık. henüz keşfedemesek de bir defosu var sanırım. 180 tl gibi bir şey ödemiştik, hala tepe tepe kullanıyoruz. sağolasın. aslında çok küçük ve dar bir masa, mudo’da dresuar diye geçen kategorideydi. hani evin girişine koyarlar ya, ayna altına filan, o hesap. biz mutfağa koyup kendisine hayatta yeni bir misyon verdik.
teşekkürler cevaplar için. deneyeceğim.
şu free çalışma olayını anlatsanız biraz.Home ofise geçmek isteyen çok tedirgin olan mali müşavir soruyor
hmm.. bu soruyu bir japonabla sorusu kabul edip ayrı bir post’la cevaplasam?